Ana içeriğe atla

Antalya Konyaaltı Sahilindeki Denetim Eksikliği

Spor yaptığım yer olarak gözlemlemekteyim.
Antalya Konyaaltı Sahili'nde yerli ve yabancı uyruklu,genci yaşlısı bir çok insan spor yapmakta.
Kimileri koşuyor,kimileri yürüyor.Kimileri sahilde rahat kıyafetleri ile hem denize bakıyor,hem kitabını okuyor.
Antalya ili insanının ve idarecilerinin her zaman gurur duyduğu  ve övündüğü bu sahil bandında,yürüyüş yolu üzerinde kaldırım üzerinde motorlu araçlar eksik olmuyor.
İnsanlar burada yürüyüş yapıyor,koşuyor,hoşça vakit geçiriyor.Geçirmeye çalışıyor en azından.
Siz bu sahil şerinde kulaklığınızı takıyorsunuz,müthiş bir sahil görüntüsü eşliğinde güzel bir yürüyüşe başlayacaksınız ,hoooppp dibinizde motorsiklet bitiyor.
Kulaklığınız varsa motorsikletin uyarısını da duymuyorsunuz.Tekerleklerini bacağınıza değecek mesafeye kadar yanaştırıyor.
İşin ilginci sahilde görev yapan özel güvenlik görevlileri de bu yolda motorsikletleri ile ilerliyor.
Yetmiyor,motorsikletle ilerlenirken aşırı hız yapılıyor.
Yine bir gün akşamüzeri yürüyorum,oruç da tuttuğum için koşamıyorum.Ona rağmen dilim damağım kurumuş.Son saatler iftar için.Bir ses duydum.
Arkamı dönmem ile iki gencin kasksız kullandığı aşırı hız yapılan motorsikletleri görmem bir oldu.
Ama nasıl hızlılar öyle böyle değil.İki genç iki motorsikletle aşırı hız yapıyorlar,birbirleriyle yarışıyorlar.
Çok kızdım.Allah korusun beni bile ezip geçebilirlerdi.
Hemen yakınlarda bulunan Konyaaltı İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı denetim bürosuna gittim.
Durumu İl Emniyet Müdürü Selahattin Uzunkayaya da ifade ettim mailde.İki polis memuru.Birisi sivil kıyafetli,birisi resmi.Sivil kıyafetli olan tahmin ediyorum eşi olan hanımefendi ile çay içiyordu.Resmi kıyafetli olan memurun yanına yaklaştım.
"-Kolay gelsin,iyi görevler.Biraz önce iki genç geride kalan bölgede aşırı hız yapmak suretiyle motorsiklet yarışı yapıyordu "dedim.
Resmi kıyafetli olan ;
" İlgileniyoruz" dedi.
Sivil kıyafetli olan memur;
"-Merak etme sen onlar birazdan ceza yer"dedi.

Merak etmeyeyim ben.O yolda çocuklar yürüyor,yaşlılar zaman geçiyor.
Birisinin hayatına mal olsaydı o zaman çay sohbetinden belki kalkardık.Birisinin hayatına mal olsaydı ceza yerdi ne olacak.O motorlu aracı elinden alıp bir daha vermeyeceksin bak nasıl yapıyor o hızı.Tövbe eder.Ama o idareciler var mı bizde.
Yine merak etmeyelim.
Ben de merak etmemeliyim.Alışık olmam gerekiyor.Türkiye burası.İnsan hayatı o kadar ucuz ki.

İl Emniyet Müdürü Selahattin Uzunkaya'ya yazdım mail ile.Büyükşehir Belediye Başkanı Sn.Menderes Mehmet Tevfik Türel'e yazdım.Konyaaltı Belediye Başkanı Sn.Muhittin Böcek'e yazdım.
Özellikle belediye başkanlarından rica ettim.Dedim ki o senin alanın bu benim alanım tartışmasına girmeden,ortak bir çözüm bulmak suretiyle bu sahil şeridi üzerindeki kaldırımlarda motorlu araç kullanımını yasaklayalım.

Daha önceden de bu olay yaşanmadan Konyaaltı Sahil şeridi üzerinde radar ile hız denetimi yapılmasını Trafikten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Cem Gencer'den rica etmiştim.Teşekkür etmiş ilgime.Bu kadar basit işte.İlgimize teşekkür,hız yapmaya devam.

Ne İl Emniyet Müdürü ne belediye başkanları cevap verdi.Konyaaltı sahilinde kaldırım üzerlerinde motorlu araç kullanımı devam ediyor.
Zabıtalar,Emniyet Görevlileri herkes memnun.

Sorarım size;
Kolluk güçlerinin görevi bir olay olduğunda mı müdahale etmektir sadece.Ne olur güzel ülkemizde birisi çıksa,bir olay olmadan önce önlem alsa.Biz verdiğimiz vergileri bunun için mi veriyoruz.

Konuyla ilgili serzenişim 17.06.2017 tarihli Hürriyet Gazetesi Akdeniz eki okur köşesinde de çıkmasına rağmen olumlu yaklaşan,çözüm yolu bulan bir idareciye rastlamadım.

Antalya ili Gazi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün dediği gibi dünyanın en güzel yeri belki ama idarecilerin ve halkın duyarsızlığı yüzünden bir keşmekeşlik içerisinde bırakılıyor ve kaosa sürüklenmek isteniyor.

Gönlüm hiçbir zaman susmaktan yana değil.Yazmaya devam edeceğim.
Daha güzel yarınlarda buluşmak ümidiyle.

Yorumlar

Popüler Olanlar

DAMSIZ OKUMAYINIZ...

Bekarlar sevinecek,bir birlikteliği olanlar belki kızacak,evliler aslında doğru söylüyor diyecek. Ne olursa olsun siz bu yazıyı DAMSIZ okumayın. Fransızcada “dame” kadın anlamına geliyormuş. 80 lerin 90 ların modası gibidir DAMSIZ bir yere girilmemesi.Ama ne hikmetse modalar gelip geçti bu olay geçmedi. Hani diyoruz ya bastırılmış duygularla bezenmiş birçok insan aramızda.Şiddete de meyilliler.Toplumdan dışlamakla kalmıyoruz,ceza almaları için uğraşıyoruz.Makul birçok sebebi var elbet. Ama düşündük mü?DAMSIZ bir yere neden gidemiyoruz? Bu yazıyı okuyanlar sadece erkekler açısından düşünmesin olayı. Mesela kadınlar.Bir kadın birliktelik yaşadığı bir insan ile sert bir şekilde tartışıyor.Kafası dumanlı.Bir başka erkek arkadaşı ile de paylaşmak istiyor.Herşey buraya kadar normal.Kadın X mekana gidiyor içkisini söylüyor,yudumlamaya derken beklemeye başlıyor. Erkek arkadaşı geliyor ama girmesi ne mümkün.DAMSIZ GİREMEZSİNİZ. Neden ben sapık mıyım?diyecek oluyor.Yapılabilecek bi...

ARTIK İNTERNETTE YAZIYORUZ...

Artık internet gazetelerinde yazıyoruz... 2007 yılında başlamıştım yazı yolculuğuma.Dile kolay tam 10 sene geçmiş 11.ci seneye giriyorum.4 kitap sığdırdım bu 10 seneye.1400 ü aşkın makale.Onlarca resmi yazı ve toplumsal çalışma. Örnekleri ilk göz ağrım www.bekirfatihdemirag.net sitesinde mevcut.Appstore da bu adresimin uygulaması da oluşturuldu.Biraz geliştirilmesi gerekiyor kabul ediyorum.:) www.bekirfatihdemirag.net Play Store Uygulamam Aktif bir blogger'im anlayacağınız. Peki ne oldu da internete düştüm gazetede yazamaz mıydım? Hemen anlatmaya başlayayım. Yazardım belki.Bir eş,dost,akraba bulur yazı başı 100-250 TL gibi değişen rakamlarla en kötüsünden yerel bir gazetede yazardım. İlk etapta bir eş,dost,akraba ile iş görmeyi sevmiyorum.Olumsuz olacağını bile bile yekten kendim başvuruyorum.Kimseye boyun eğmiyorum yani. 2007 yılında bir haftasonu Milliyet Gazetesini okurken,o zamanlar Milliyet Sabah gibi gazeteleri okuyabiliyordum,bana göre kaliteli içeriklere sahipl...

Aşk Olsun...

Çoğu yorumcuya katılıyorum.İzlenebilecek,hoş vakit geçirilebilecek,izleyiciyi sıkmayan bir yapısı olan bir film.Selen Seyven ve Kenan Ece'nin oyunculuğu İlker Aksum ve Sedef Avcı'nın gölgesinde kalmış ama o kadar da olsun.Aşk Olsun :)  Alışılagelmiş romantik komedi Türk filmlerinin konusunun dışına çıkılmış farklı bir konu işlenilmeye çalışılmış. Bence çok da güzel olmuş.Filme dinamizm katmış. Boş vaktinizde eşinizle,sevgilinizle hatta yeni bir ilişkiye yelken açmak istediğiniz partneriniz olabilecek kişiyle seyredilebilecek doğru seçim olabilecek bir film. Benim puanım 6,5/10.Keyifli Seyirler.