Ana içeriğe atla

Eğer Konuşuyorsam Yaşıyorum Ben...

Yüksek katılımla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin,Devletimizin 12.Cumhurbaşkanını seçtik.Biz seçtik ,hepimiz.12 sene önce nasıl iktidar koltuğunu hediye ettiysek şimdi de Cumhurbaşkanlığı koltuğunu sunduk Sn.Erdoğan'a.

Bir süre izledim.
Başka bir yerde ikamet etmek isteyebilir,yıllardır sembolümüz olan Devlet ciddiyetininde sembolü olan Çankaya Köşkünün üstünü kalemle çizmiş olabilir.
Kendisi ne yapmalı?Bana göre kafamdaki Cumhurbaşkanı modeli sabit ama Sn.Erdoğan bu modelin tüm temellerini yıktı.Sil baştan bir Cumhurbaşkanlığı modeli ortaya koymaya başladı.

İnanamadım.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde herhalde ilk defa Cumhurbaşkanı'nın hemen bir iki adım arkasında Cumhurbaşkanı Yaver'i değilde akrabası koruma müdürü var.Cumhurbaşkanı Yaveri Sn.Albay kalabalık içerisinde kendisine yer bulmak için o kadar efor sarfediyor ki.

Oysa ki Süleyman Demirel,bilhassa Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül beyefendilerde veya öncesinde merhum Turgut Özal,Kenan Evren,Fahri Korutürk,Cevdet Sunay vb.isimlerde öylemiydi?Görüntüde bir tek Cumhurbaşkanı hemen arkasında yaveri bulunur,korumalar çok sonra kadraja girerdi.Korumalar elbetteki yanıbaşındaydı ama ciddiyet öyle gerektiriyordu.

Sonra bir baktım hiç alışık olmadığım bir durum daha.Otobüsün üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsu,Sn.Erdoğan almış eline mikrofonu ülke gündemi,dünya gündemi vb.birçok konuda açıklamalarda bulunuyor sürekli.Kıbrıs seyahati ile başlamıştı konuşmalarına yanılmıyorsam.En son da Trabzon ilinde konuşmuştu.
Yaptığı konuşmalar miting havasında.
Sanki hiç Cumhurbaşkanı seçilmemiş gibi.Türk Siyasetçisi ve seçmeni de sanki Cumhurbaşkanı seçmemiş gibi Sn.Erdoğan'ı.

Ülkede iç çatışmalar yaşanıyor,terör faaliyetleri 1994-2000 arasındaki gibi yine çok hızlı,en ufak bir olayda kabine yetkilisi direkt Cumhurbaşkanı ile temas kuruyor.
Bizim büyürken öğrendiğimiz devlet ciddiyetine tamamen ters.Başbakan by-pass edilerek her olay ilk önce Cumhurbaşkanına aktarılıyor.Oysa ki ilk önce Başbakan konu hakkında tüm değerlendirmeleri almalı ve talimatlarını vermeli sonrasında Cumhurbaşkanını A dan Z ye bilgilendirmeli.

Miting alanında diyor ki "ben bu iş için canımı ortaya koydum".İyi güzel de Sn.Cumhurbaşkanı ekonomiden siyasete bir bakın lütfen.Neler feda ettiğimizi görün.Bilhassa halen verdiğimiz şehitleri.

Gülden Karaböcek'in bir şarkısı vardı eskiler çok iyi hatırlayacaktır."Eğer ağlıyorsam yaşıyorum ben" diye.Herhalde Sn.Cumhurbaşkanı da sürekli konuşarak hem de bu konuşmaları miting havasında gerçekleştirerek kendisini daha iyi hissetmesini sağlıyor.

Diyor olmalı "EĞER KONUŞUYORSAM YAŞIYORUM BEN" .

Yorumlar

Popüler Olanlar

Letters to Juliet / Aşk Mektupları

Nişanlısı ile Roma’ya tatile gelen haber dedektifi.Yıllar önce aşık olduğu adamı bulmak isteyen olgun ama hala güzel olan kadın ve onun peşini bırakmayan bu olgun kadından başka kimsesi olmayan torunu. Bir merak ve mektup cevabı ile başlayan olaylar bir çiftliğe kadar uzanıyor. Mutlu bir son aramak için ne yalan söylemek gerekiyor ne de kavga etmek.Biraz çabalamanın yeteceğini,pes etmemenin gerekliliğini bu film bize gösteriyor. Letters to Juliet / Aşk Mektuplarını izlerken keyif alacaksınız.İtalya’nın eşsiz manzaraları ve doğası ile küçük bir gezintiye çıkacaksınız. Filmi izlerken haber dedektifinin nişanlısından ayrılması sahnesi biraz durağan gibi gözüktü bana,bir de yaşlı kadının torunu ile haber dedektifinin kalplerinin buluşması sahnesi sanki biraz daha romantik biraz daha heyecanlı olabilirdi. Filmin giriş gelişme ve sonuç bölümleri aralarındaki bağ olarak başarısız değil lakin çok da başarı değil. İzleyin derim. Benim Puanım 7,50/10.

DAMSIZ OKUMAYINIZ...

Bekarlar sevinecek,bir birlikteliği olanlar belki kızacak,evliler aslında doğru söylüyor diyecek. Ne olursa olsun siz bu yazıyı DAMSIZ okumayın. Fransızcada “dame” kadın anlamına geliyormuş. 80 lerin 90 ların modası gibidir DAMSIZ bir yere girilmemesi.Ama ne hikmetse modalar gelip geçti bu olay geçmedi. Hani diyoruz ya bastırılmış duygularla bezenmiş birçok insan aramızda.Şiddete de meyilliler.Toplumdan dışlamakla kalmıyoruz,ceza almaları için uğraşıyoruz.Makul birçok sebebi var elbet. Ama düşündük mü?DAMSIZ bir yere neden gidemiyoruz? Bu yazıyı okuyanlar sadece erkekler açısından düşünmesin olayı. Mesela kadınlar.Bir kadın birliktelik yaşadığı bir insan ile sert bir şekilde tartışıyor.Kafası dumanlı.Bir başka erkek arkadaşı ile de paylaşmak istiyor.Herşey buraya kadar normal.Kadın X mekana gidiyor içkisini söylüyor,yudumlamaya derken beklemeye başlıyor. Erkek arkadaşı geliyor ama girmesi ne mümkün.DAMSIZ GİREMEZSİNİZ. Neden ben sapık mıyım?diyecek oluyor.Yapılabilecek bi...

Gözler ve Şiirler

Gözler En çok sevgiliyi özler Sözler Bazen bir ilişkiyi var Bazen yok eder Diller Yüreklere işler Eller Kenetlenince Hiç ayrılmasak derler. Şiirler; Gözler için yazılırlar Sözleri dikkat çeker Dillere destan olmuştur bazıları Eller gibi bir gün Unutulup giderler. 00:30 28/09/2016 by BFD