Ana içeriğe atla

İktidarsızlığın Manifestosu/28.03.2015 tarihli yazım

28.03.2015 tarihinde www.bekirfatihdemirag.net adresinde yayımlanan yazım...


Gün geçmiyor ki ülkemizde deprem niteliğinde bir gelişme yaşamayalım.

YENİ TÜRKİYE söylemleri ile birlikte uygulamaları da hayata geçti.
Peki bu YENİ TÜRKİYE nasıl bir TÜRKİYE,geleceğe bu iktidar mı yön verecek?

Osman Pamukoğlu olayı,DSP'nin dibe vurdurulması,CHP'nin karıştırılması,Diyarbakır'da yaşanan özerklik simgesi miting,propoganda ve uygulamalar,Deniz Baykal'ın kaset olayı,Cemaat ve AK Parti restleşmesi,sürekli bir parti kurulması.
Türkiye Cumhuriyeti çok farklı bir mecraya sürükleniyor.
Terörist başı öcalan'ın kitlelere mektup ile seslenmesi,yıllar önce "düz ovada siyaset" isteyenleri memnun etmiştir heralde.

"Kürtçülük Siyaseti" ile "Amerikan Emperyalizmi" ve İsrail'in "dünyayı yönetimi" "paralel" ilerliyor.

Gündem her gün değişiyor.Domuz gribi,seçim,atamalar,protestolar vb.
Her gün eski Türkiye'den biraz daha uzaklaşıyoruz.TÜRKİYE'mizden kopuyoruz.

Son çıkan İç Güvenlik Yasası.Hükümet iktidarını daha sağlam temellere oturtmak ve/veya gittikleri gün sorgulanmamak adına elinden geleni yapıyor.Kamu harcamaları "tavan"yapmış durumda.Yeni kanunlar ve yasalar ile Hukuk devletinden uzaklaşılmış,Polis devletine yaklaşılmış durumda.

Osman Pamukoğlu Paşa'ya demiyorlar ki:"Paşam o kadar Türkiye hakkında iktiar hakkında yorum yapıyorsunuz.Neden Genelkurmay tarafından planları onaylanan tasdik edilen bir harekatı gerçekleştirmediniz,sonlandırmadınız?"Rahmetli Doğan Güreş Paşa'ya da silahını,apoletlerini teslim edecek,Türkiye Cumhuriyetinin bayrağının ve milletinin bekası adına üzerine düşen ceza sorumluluğunu tek başına üstlenecekti.
Ne yüzlerce subay içeride yatacak,ne de masum insanlar çürüyüp yok olacaktı.

Ama İktidarsızlığın Manifestosunu Deniz Baykal yazdı.
Demokratik bir ülkede yaşıyoruz,demokratik şekilde mücadele etmeliyiz dedi.Recep Tayyip Erdoğan'a özgürlük biletini mecliste teslim etti.Kendisi de bir kaset olayı ile gündemden düştü.DSP'den sonra SOL'un tutunacağı tek parti karışmaya başladı.Bölündü.Her Sosyalist Enternasyonel toplantısından sonra CHP'nin tavrı değişti,sertliği azaldı,mücadele gücü kırıldı.
Kameralar karşısında yolsuzluklar açıklayan Kılıçdaroğlu komik söylemlerle zamanını geçirdi.Belki de öyle istendi.
Rakipleri uyumazken CHP örgütleri su gibi uyudu.

Başkanlık tartışmaları bir yana mesele ülkenin nasıl ve ne şekilde bölüneceği ve paylaşılacağıdır.Bölünme sürecidir açık açık.

Bu iktidar ve mensupları gittiklerinde yerlerini alacak kişiler Kürtçülük siyasetini güden sözde parlementer ve milletvekilleri olacak olan dağ kadrolarıdır.

İktidarsızlığın Manifestosunu Deniz Baykal yazmıştır.Ve Türkiye'deki SOL'u tarihte bir anı olarak hafızalara bırakmıştır.
İktidarsızlığın Manifestosunu Deniz Baykal yazmıştır.Demokrasi deyip,deyip demokrasinin "hoş bir seda " olarak kalmasını sağlamıştır.
İktidarsızlığın Manifestosunu Deniz Baykal yazmıştır.Güçsüz,yetersiz olduğunu kanıtlamıştır.Ve bir gün o söylemlerindeki "DEMOKRASİ"ye kendisi de ihtiyaç duyacaktır.

Rahmetli Deniz Gezmiş in Doğu Perinçek'e mapushaneden gönderilen cevabi mesajını da unutmayın:"Doğu kardeş biz seninle ayrı yolların insanıyız.Yolun açık olsun."

Toz pembe bir tabloya baksak keşke.
Demokrasi öyle bir zamanda gelse bırakmasak ölümüne,ilelebet Türkiye Cumhuriyeti'nde....

Yorumlar