Ana içeriğe atla

İdamla Çözülmez...

Uzun bir süredir kadına karşı işlenen her türlü suçla karşı karşıyayız.En vahşi örneğini,en insanlık dışı örneğini de rahmetli Özgecan olayında yaşadık.
Tepki vermemiz çok normal.Lakin sağduyulu hareket edip,problemi kökten çözmemiz gerekiyor.
Bu bağlamda “idam” bana göre çözüm değil.Önleyici tedbirler alarak suç işlenmeden suçun önüne geçilmeli.
Ben dahil bir çoğumuzun aklından geçmiyor değil idam cezası ama dedim ya kesin çözüm değil.
Sn.Başbakan Antalya’da yaptığı konuşmada “Elleri kıracağız”demişti hatırlarsanız.Kadına uzanan şiddet ellerini kırmaktan bahsediyor heralde.Sn.Başbakan’ın atladığı,idrak edemediği birçok nokta var oysa.
Birincisi siz bir Başbakansanız “şiddet”içerikli demeç,konuşma vb.yapmamalısınız.
Mensubu bulunduğu partideki bir kadın milletvekili ittire,kaktıra bir belediye binasına girmişti beraberindekilerle yine hatırlıyor iseniz.Seçim kazanmış olmanız bu olayı meşrulaştırmaz.
Sn.Başbakan’ın görevi devraldığı selefi Recep Tayyip Erdoğan “kesik baş” cinayetinden sonra “kızlarına sahip çıksalarmış” diyebilen Celalettin Cerrah’ı Osmaniye Valiliğine atamıştı.Hoş ben o olayın da tamamen kapandığını zannetmiyorum.
Bu olumsuz olayı çıkartan kim?Jandarma.Siz hâlâ Jandarmanın görev alanlarını kısıtlamakla meşgul olun.
İkincisi kız çocuklarını okula göndertemiyorsunuz,çalıştırtamıyorsunuz doğu illerinde.Doğu illeri demişken,doğu illeri devletin kontrolünde mi,bilmiyorum.
Zira bebek katillerinin resmini asarak yürüyen insanlara müdahale etmiyorsunuz,hakkını arayan insanların üzerine “biber gazı” sıkılmasına seyirci kalıyorsunuz.
Bu kız çocukları okumuyor,genç yaşta evlendiriliyorlar.Köle gibi çalıştırılıyorlar.Mahkemelerde yaşları büyültülüyor.
Üçüncüsü eğitmiyorsunuz halkınızı.Halkınız kitap okumuyor,gazete magazin sayfalarına bakıyor,evlilik programlarının müdavimi,sinema ve tiyatroya gitmiyor.Düşüncelerini özgürce savunamıyor,duygularını özgürce yaşayamayıp,özgürce paylaşamıyor.
Hakkını aramak için mahkemelere gittiğinde “haklı iken haksız duruma” düşüyor.
Uzaklaştırma cezası verilen şahıs alan şahsa çok daha yakın olabiliyor.
Bastırılmış duyguların esiri olduk.Kadın eli sıkılmaz ayıptır,günahtır dedikçe “kadın eli sıkmak” için var gücümüzle bileniyoruz.Karşı cinsle konuşamadığımız veya olumsuz cevap aldığımız her an “ya benim ya toprağın” mantığı ile hareket ediyoruz.
Kız arkadaşımız sözümüzü dinlemediği zaman tokatlıyoruz,etini sıkıyoruz,canını acıtıyoruz.
Elbette hepimiz bir gün toprağın olacağız ama insanca yaşayarak olsak daha güzel olmaz mı?
İdam cezalarının geri gelmesi birilerinin ekmeğine yağ sürecektir muhakkak.Türk Demokrasisinin de sonunun başlangıcı olacaktır bana göre.
550 adet ERKEK otursunlar da sadece Kadına karşı işlenen suçların değil,tüm insanlık suçlarına karşı önlem almak için çalışsınlar geceli gündüzlü.
Allah kimseye evlat acısını yaşatmasın.
Kadına şiddete kocaman bir HAYIR…

Yorumlar

Popüler Olanlar

Fatih Söylemezoğlu bırakıyor mu?

Basketbol camiasının yakından tanıdığı isimlerden.Fatih Söylemezoğlu.Fiba Kokartlı basketbol hakemi. Basketbol oynarken geçirdiği rahatsızlıktan ötürü basketboldan kopmamak için hakemliği seçmiş.Koyu bir Galatasaray taraftarı. Volkan Kaplama.Emekli bir Tümgeneral.Eski basketbol hakemi olduğu biliniyor.Fatih Söylemezoğlu'nun maçlarını takip etmeye çalışır.Zaman zaman pozisyonlar hakkında konuşurlar,Fatih Söylemezoğlu Volkan Kaplama'ya "hocam" diye hitap eder.Volkan Kaplama sık sık maçlarda eşlik edermiş hakem dostuna VIP tribününde.Volkan Kaplama koyu bir Galatasaray taraftarı. Fatih Söylemezoğlu'nun son zamanlarda basketbol hakemliğini bırakmak istediği,antrenmanların artık zor geldiği haberi geldi kulağıma.Haberin kaynağı Volkan Kaplama'nın küçük mahdumesi Şili Büyükelçiliği asistanı. Uzun zamandır takip ediyorum.Galatasaray takımı bile olsa karşıdaki çok yanlış kararlar verebilen bir basketbol hakemi Fatih Söylemezoğlu.Bana göre hatalı karar istikrarı...

Pek Yakında

Cem Yılmaz’ın Stand Up gösterilerine hemen hepimizin fazla yorum yapabileceği birşey yok.Ama sinema filmleri için ben yorum yapıyorum.Olumsuz yorum yapıyorum. Cem Yılmaz’ın hemen hemen her sinema filminde farklı beklentilere giriyorum ve hüsrana uğruyorum.Türk Filmlerine destek vermek açısından izlenebilir. Diğer filmlerinden farklı bir film olsa da istenilen başarıyı bana göre yakalayamamış.Kısıtlı bütçe ile rekor peşinde koşacak bir eser yaratmaya çalışıyor film karakterleri. Giriş,gelişme ve sonuç bölümü çok başarılı bağlanmamış. Aşk var,heyecan var.Beklentiye girmeden izlemelisiniz. Benim puanım 6,50/10.

Bedelli Yaşıyoruz Zaten

İsmimize,cismimize bir bedel biçilmiş. Yüreğimize. Sinemizin orta yerine. Doğduğumuz günden öldüğümüz güne. TÜRK'üz ya bizde böyle. Balkanlar'dan girmiyor bu puslu hava,bu kirli hava. Su da parayla,hava da, Ellerimiz de HAVADA. Teslim olmuşuz biz size ne yapsak nafile. Protesto etmeye çalışıyoruz Macaristan'daki kalabalıklar gibi,sesimizi duyun istiyoruz Almanya'daki gibi. Çatışmayalım tartışalım istiyoruz olmuyor.Ali İsmail gidiyor,Abdullah,Ethem...Gidiyor da gidiyor.Mermiler,portakal gazı,biber gazı,TOMA'lar,AKREP'ler,ölüme dair ne varsa. Çatışmayalım tartışalım istiyoruz olmuyor. 30 binden fazla insanımız ölmesin istedik. Kınalı kuzular sağsalim gelsin analarının yanında kınalı kınalı dursun diye bekledik. Bayrağımızı çaput meraklıları askeri birliklerimizden söküp alsın diye kanlarımızla sulamadık. İstedik,bekledik,istiyoruz...Olmuyor. Çaputa sarılı meftahlar KAHRAMAN,Çuvala sarılı VATAN EVLATLARI hükümlü ilan ediliyor. O VATAN EVLA...